Necaşi
Necaşi, suyun öte tarafında yaşayan adil bir hükümdardı...
"Biz cehalet içinde yüzen, putlara tapan, Allah'ın adına kesilmemiş etleri yiyen, kötülük yapan ve güçlünün zayıfı ezen bir topluluktuk. Allah bize kendi aramızdan soyunu bildiğimiz, güvenilir bir elçi gönderene dek böyleydik. O bizi Allah'a çağırdı. O'nun birliğine inanmamız ve yalnız O'na ibadet etmemiz gerektiğini babalarının taptığı putlara tapmamız gerektiğini öğretti. Bize doğru söylemeyi, verdiğimiz sözde durmayı, akrabalık bağlarına ve komşu haklarına saygı göstermeyi, kötülüklerden ve kan dökmekten sakınmayı emretti. Biz bir tek Allah'a inanıyoruz ve O'na ortak koşmuyoruz. O'nun yasadıklarını haram serbest bıraktıklarını helal biliyoruz. Bu yüzden halkımız bize karşı çıktı ve bizi dinimizden döndürmeye, tek Allah'a ibadeti bırakıp putlara tapmaya zorladı. Sizi diğerlerine tercih edip, bu ülkeye sığınmamızın sebebi bu; sizin korunmanız altında olmaktan memnunuz ve umuyoruz ki sizin yanınızda bize adaletsizlik yapılamaz".
Habeşistan'a göçeden müminlerin sözcüsü Cafer Kureyşli elçilerin iftiralarına rağmen kralın huzuruna çıkıp bunları söylemişti.