Tevhid ve Çokluk Hırsı
Âl-i İmran suresinin 130 ila 132. ayetlerinde şöyle buyrulur:
"Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz. Kâfirler için hazırlanmış bulunan ateşten sakının! Allah'a ve Resûlüne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız."
Yüce Allah, bu ayetlerin öncesinde müslümanlara Uhud Savaşı'ndaki durumlarını, Bedir Savaşı'nda melekleri göndererek onlara yardım ettiğini ve bu yardımın sebeplerini hatırlattıktan sonra dilimizde "tefecilik" deyimiyle de ifade edilen "kat kat faiz yeme" yasağını zikretmesinde ayrı bir hikmet vardır. Şöyle ki, Uhud'daki yenilginin en önemli sebebi, bir kısım müslümanların servet peşine düşmeleri olmuş ve ganimet toplama hırsları, kazanmak üzere oldukları zaferi yenilgiye çevirmişti. Allah'ın, faiz yasağını burada beyan etmesinin hikmetlerinden biri de bu olsa gerektir. Çünkü tefecilik yapanların, hak edilmemiş kârlarını arttırmaktan başka bir şey düşünmeyecek kadar kazanma hırsına kapıldıkları, kamu yararını ve dar gelirlilerin halini düşünmedikleri yaşanan bir gerçektir.
Bu buyruğun ardından "Kâfirler için hazırlanmış bulunan ateşten sakının!" buyurularak faiz yiyenlerin âhirette cezalandırılacaklarına işaret edilir. Buradaki son ayete gelindiğindeyse Allah'ın rahmetine ve bereketine erebilmek için Allah ve Resûlü'nün emir ve yasaklarına itaat etmenin gereğine vurgu yapıldığı görülür. Özetle Yüce Allah bu ayet-i kerimelerden önce müslümanlara yardımını hatırlatır ve onların dolaylı olarak servet peşine düşmekten, biriktirmekten için faiz yemekten uzak durmalarını ister. Burada ise yalnızca böyle davrananların yani genel olarak bir hükme muhatap oldukları zaman Allah'a ve resulüne itaat edenlerin kurtuluşa ereceğine işaret edilir.
VAV RADYO